Malumatfuruş #34 “Zero Sum Game”

Toplam Kar ve Zarar Sıfır

Emirhan Çalışkan
5 min readOct 18, 2022

Zero Sum Game (Sıfır toplamlı oyun), birinin kazandığı birinin kaybettiği amansız rakiplerin savaşı olarak görülmektedir. Şimdi, bu bahsettiğimiz savaşı bireysel çıkarlardan ziyade ortak çıkarlar açısından düşünmek gerekir. Biri pozisyon aldığında, görünen şey buzdağının sadece görünen kısmı. Buzdağının geri kalanı, saklanan şeyler, kişinin kendi gizli alanıdır. Buzdağının görünen kısmıysa göstermek istenilenlerdir.

Oyun Teorisi Nedir?

Oyun teorisi, belirli bir senaryonun olası sonuçlarını tahmin etmek için matematiksel bir model uygulayan sosyal bilimlerde teorik bir çalışma alanıdır. Genellikle siyaset bilimi, iş dünyası veya kumar oyunlarında kişiler tarafından kendi alanlarındaki senaryoların olası sonuçlarını tahmin etmek için kullanılır. Oyun teorisi, karar verme süreçlerini tahmin etmek için sıralı oyunlar aracılığıyla bir dizi gerçek dünya, stratejik durumu simüle eder. En iyi tepki genellikle tüm oyuncular için en avantajlı, kazan kazan durumunu sağlamak için işbirliği yapmak olsa da, baskın strateji genellikle bir oyuncunun kendisine en çok fayda sağlayan seçimi yapmasıdır.

Oyun teorisi matematikçisi John von Neumann, bir durumda veya oyunda tarafların zero sum game (sıfır toplamlı oyun) yoluyla dengeyi bulmaları fikrinin formüle edilmesine yardımcı oldu. Von Neumann, Oskar Morgenstern ile birlikte, bu alanın baş metni olan Theory of Games and Economic Behavior (1944) adlı bir kitap yazdı. A Beautiful Mind (Akıl Oyunları) kitabında ve filminde tanıyacağınız John Nash ayrıca, oyuncular (iki veya daha fazla) arasındaki stratejik etkileşimleri içeren işbirlikçi olmayan oyunları ele alan Nash Dengesi aracılığıyla oyun teorisinin kullanımını geliştirmede de katkısı oldu. Oyun teorisyenleri, bir oyuncunun kazancının diğer oyuncunun kaybı olduğu oyunları tanımlamak için “sıfır toplamlı oyun” terimini kullanır.

Zero Sum Game (Sıfır Toplamlı Oyun)

Sıfır toplamlı oyunlar, kazananlar ve kaybedenler arasındaki toplam kazancın toplamı sıfır olduğunda gerçekleşir.

  1. Bilye veya Taso oyunu: Bilye veya taso oyunları ülkemizden sıfır toplamlı oyuna örnek olarak gösterilebilirler. Bu oyunlarda, iki oyuncu ortaya eşit sayıda bilye veya taso koyar. Birbirlerinin bilye veya tasolarını ele geçirmeye yönelik bir oyundur. Yani A oyuncusu elindeki bilye ile B oyuncusunun bilyesini vurursa, A oyuncusu oyunu kazanır ve her iki bilyeyide elinde tutar. Tüm sonuçların net değişimi, oyunculardan yalnızca birinin lehine olacaktır.
  2. Hasarlı mal satmak: Bir ticari işlem, bir oyuncunun satıcı ve bir oyuncunun alıcı olduğu iki oyunculu sıfır toplamlı bir oyun olarak örneklendirilebilir. Bir satıcı, kusurlu bir ürünü şüphelenmeyen bir alıcıya devrederse, satıcı (para alarak) kazanır ve alıcı (değerli hiçbir şey almaz) kaybeder.

Sıfır Toplamlı Olmayan Oyunlar

Sıfır toplamlı olmayan bir oyunda, her iki tarafın serveti veya kazancı birlikte yükselebilir ve düşebilir. Sıfır toplamlı olmayan oyunun en iyi türü, her iki tarafın da bir anlaşmadan yararlandığı bir kazan-kazan durumudur. Örneğin, iki basketbol takımı birbiriyle oyuncu takası yapıyorsa ve her takım bir ihtiyacı karşılıyorsa, takas net pozitif toplam üretir.

Sıfır toplamlı olmayan bir oyun, her iki taraf için de eşit derecede olumsuz sonuçlar doğurabilir. Bir kaybet-kaybet durumu söz konusudur. Örneğin, iki basketbol takımı oyuncuları takas etti ancak bir takımın oyuncusu sakatlandı ve diğer takımın oyuncusu yeterince iyi performans veremedi. Her iki taraf da bir şeyler kaybedeceği için toplam kazanç negatif olacaktır. Sıfır toplamlı oyunlar her zaman bir tarafın kazandığı ve diğer tarafın kaybettiği net sıfır kazanç sağlarken sıfır toplamlı olmayan oyunlar net pozitif veya net kayıp üretir. Dikkat ederseniz nötr durum söz konusu değildir.

İnsan Ticarette Bile Duygularıyla Karar Verir

Ticaret psikolojisi, bir yatırımcının karar verme sürecinin duygusal bileşenidir ve bazı kararların neden diğerlerinden daha rasyonel göründüğünü açıklamaya yardımcı olabilir. Ticaret psikolojisi, öncelikle hem açgözlülüğün hem de korkunun etkisi olarak karakterize edilir. Açgözlülük, çok riskli görünen kararları yönlendirir, korku ise riskten kaçınan ve çok az getiri sağlayan kararları yönlendirir. Davranışsal finans, ticaret veya yatırım kararları verirken dahil olan çeşitli psikolojik önyargıları ve hataları belgelemiştir.

Davranışsal Finans

Davranışsal finans Ticaret psikolojisinin bir kısmı, bireylerin piyasada veya diğer para meselelerinde neden mantıksız kararlar aldıklarını anlamaktır. Davranışsal finans, yatırımcıların ve finansal uygulayıcıların finansal davranışlarını etkileyen psikolojik etkilere ve önyargılara bir çözüm öneren davranışsal ekonominin bir alt alanıdır. Ayrıca, etkiler ve önyargılar, her tür piyasa anormalliğinin, özellikle de hisse senedi fiyatlarındaki ciddi artışlar veya düşüşler gibi borsadaki anormalliklerin açıklamasının kaynağı olabilir.

Davranışsal finans tipik olarak şu kavramları kapsar:

  • Zihinsel Muhasebe (Mental Accounting): Zihinsel muhasebe, insanların belirli amaçlar için para tahsis etme eğilimini ifade eder. Örnek olarak, “Eğer bu işe girersem ve a ürününden x kadar, b ürününden y kadar satarsam ay sonunda 100.000 dolar para kazanırım” demek ve bu hesapla o işe girmek.
  • Sürü Davranışı (Herd Behavior): Sürü davranışı, bir sürü (topluluk) içindeki insanların sürünün çoğunluğunun finansal davranışlarını taklit etme eğiliminde olduğunu belirtir. Sürü, dramatik rallilerin ve satışların ardındaki neden olarak borsada kötü bir üne sahiptir. Örnek olarak, “Halka arzlar maksimum 7–8 kez tavan yapar. Sonra hemen elden çıkartmak lazım.” Bu genellemeyi insanlara aşılarsak herkes aynı şekilde davranır.
  • Duygusal Boşluk (Emotional Gap): Duygusal boşluk, aşırı duygulara veya endişe, öfke, korku veya heyecan gibi duygusal gerilimlere dayalı karar vermeyi ifade eder. Duygular genellikle insanların mantıksız rasyonel seçimler yapmasının temel nedenidir. Örnek olarak, birçok olumsuz olayı aynı anda yaşadığınız zaman her şey olumsuz gidecekmiş ve her şeyin sizi bulduğunu düşünürsünüz. Bu karar mekanizmamızı büyük oranda etkiler.
  • Sabitleme (Anchoring): Sabitleme (Çapa), belirli bir referansa bir harcama düzeyi eklemeyi ifade eder. Örnek olarak, bir bütçe düzeyine dayalı olarak tutarlı bir şekilde harcamayı düşünebilirsiniz. Farklı bir örnek, ek gelir araçlarına dayalı olarak harcamaların rasyonelleştirilmesini düşünebilirsiniz.
  • Kendine Atıf (Emotional Gap): Kendine atıf, kişinin kendi bilgi veya becerisine aşırı güvene dayalı seçimler yapma eğilimini ifade eder. Kendine atıf genellikle belirli bir alandaki içsel bir ustalıktan kaynaklanır. Bu kategori içinde, bireyler, objektif olarak yetersiz kalsa bile, bilgilerini diğerlerinden daha yüksek sıraya koyma eğilimindedir.

Borsa Temelleri

Borsaya girmeden önce öğrenilmesi gereken ilk konu Zero Sum Game (sıfır toplamlı oyun)’dir.

Herhangi bir hisse senedi ticaretinde, bir taraf kazanır bir taraf kaybeder çünkü fiyatı artan bir menkul kıymet satın alır veya düşen bir menkul kıymeti satar. Karşı taraf da aynı oranda kazanır veya kaybeder. Ancak, bu yaklaşım işlemler sırasındaki maliyetleri göz ardı eder. Bir tüccar, hisse senedinin piyasa değerini tahakkuk eden hisse senedinin alış ve satış fiyatı arasındaki fiyat farkını kaybedecektir. (Hatta bu ticaret bir aracılık komisyonu da oluşturacaktır.) Ayrıca, tüccarlar profesyonel yatırım yöneticilerine danışacaksa, bu uzmanlar hizmetleri için bir ücret talep edeceklerdir. Toplamda, o zaman, borsa oyununda kar zarar toplamı sıfıra eşit olmaz, masraflar nedeniyle negatiftir.

Müzakere Süreci

İlgi, bir müzakerede birinin argümanını yönlendiren yegane kavramdır. Buna bir örnek vermek gerekirse; görme yeteneği kötüleştiği halde kendi kendine araba kullanmaya devam eden yaşlı bir kişiyi ele alalım. Muhtemelen huysuz olduğu için araba kullanmaya devam ediyor çünkü araba kullanamayacağını kabul etmesi bağımsızlığını kaybettiği anlamına geliyor. Bu endişeyi anlamak, yalnızca onun anahtarlardan vazgeçmesini sağlamak için değil, aynı zamanda bu süreçte ilişkinizin zarar görmemesini sağlamak için de çok önemlidir.

Müzakereyi kişiyle ilgili değil, sorunla ilgili yapmak iyi bir çıkar yol olabilir. Müzakerelerde kişinin, konuştuğu kişiyle tartıştıkları sorunu birleştirme eğilimi göstermektedir. Tartışılan konu dolayısıyla insanı belanın ta kendisi yapmak aynı değil. Bu düşünce genellikle karşı tarafa saldırılara ve hatta çıkmazlara yol açar. Bunun yerine, masanın diğer tarafındaki kişiyi tam da olduğu kişi olarak görmek önemlidir. Tıpkı her insan gibi arzuları ve ihtiyaçları olan kafası dağınık ve kompleks bir insan. Bakış açısını net bir şekilde açıklamayı, duyguların geçerli olduğunu kabul etmeyi (ve kendi duygularınız konusunda dürüst olmayı) ve sadece yanıt vermek için değil, anlamak için dinlemeyi unutmamakta fayda var.

Müzakere öncesinde veya müzakere sırasında her bir tarafın çıkarlarını düşünün. Bu öznel yorumlarızı subjektif almamaya dikkat edin. Tarafların konumları açık görünebilir, ancak temel çıkarları o kadar açık olmayabilir. Diğer tarafın çıkarlarının ne olduğunu öğrenmek için daha fazla soru sorun, daha fazla araştırma yapın ve daha dikkatli dinleyin. Buradan herkesin birlikte yaşayabileceği bir çözüm bulmak için işbirliği yapabilirsiniz.

--

--